Bir zamanlar, yemyeşil bir tarlada, minik bir civciv yaşardı. Adı Pıtır’dı. Pıtır, her sabah güneşin doğuşunu izlemeyi çok severdi. Tarlanın ortasında, büyük bir ağaç vardı ve onun altında uyumayı çok severdi. Ancak bir şey vardı ki, Pıtır’ı her zaman düşündürürdü; geceleri gökyüzünde parlayan o güzel ay.

Pıtır, ayı her gece hayranlıkla izlerdi. Ay, ışığını tarlanın üzerine serperken, Pıtır’ın kalbi umutla dolardı. Bir gün, cesaretini topladı ve kendi kendine, “Acaba Ay ile tanışabilir miyim?” diye düşündü.
Pıtır, gece olunca, büyük ağacın altında oturup, ayı gözlemlemeye başladı. Gözleri parlıyordu ve ruhu özgürlüğe aç bir kuş gibiydi. “Ay, ben buradayım!” diye bağırdı.
Birdenbire, bir ışık parladı ve ayın sesi, yumuşak bir melodi gibi tınladı: “Merhaba Pıtır! Neden buradasın?”
Pıtır, şaşkınlıkla bakakaldı, “Gerçekten benimle mi konuşuyorsun?” dedi. Ay, gülümseyerek, “Evet, ben buradayım. Senin cesaretin beni çok etkiledi.” diye yanıtladı.
Pıtır, sevinçle doldu ve “Seni her gece izliyorum. Neden bu kadar parlıyorsun?” diye sordu.
Ay, “Ben, karanlıkta ışık saçmak için buradayım. Herkesin içindeki ışığı bulmasına yardımcı olmak isterim.” dedi. Pıtır, bunu duyduğunda, içindeki umut daha da büyüdü.
O gece, Pıtır ve Ay uzun uzun sohbet ettiler. Pıtır, Ay’a günlük hayatından, arkadaşlarından, hayallerinden bahsetti. Ay, ona cesaret vermek için her zaman yanındaydı. “Unutma Pıtır, her karanlık gecenin sonunda bir ışık vardır.”
Günler geçtikçe, Pıtır’ın Ay ile olan dostluğu derinleşti. Artık geceleri uyumak yerine, Ay ile sohbet etmek için sabırsızlanıyordu. Ay, Pıtır’a hayallerinin peşinden koşmasını, korkularıyla yüzleşmesini ve asla vazgeçmemesini öğütledi.
Bir gün, Pıtır, tarlanın diğer tarafında bir arkadaşını kaybetti. Arkadaşının derin bir kuyuya düştüğünü duydu. Korktu ama Ay’ın sözleri aklında yankılandı: “Korkularınla yüzleş ve içindeki cesareti bul.”
Pıtır, hemen kuyuya doğru koştu ve arkadaşını kurtarmak için bir plan yaptı. Gözleri karanlıkta parlayan Ay’a döndü ve “Bana yardım et, lütfen!” dedi. Ay, ışığını daha parlak hale getirerek, Pıtır’a cesaret verdi.
Pıtır, arkadaşını kurtarmak için elinden geleni yaptı. Sonunda, azmi ve cesareti sayesinde arkadaşını kuyudan çıkarmayı başardı. Herkes Pıtır’ı alkışladı ve ona minnettarlıkla baktı. O an Pıtır, Ay’ın gücünü ve dostluğunun önemini anladı.
O günden sonra Pıtır, sadece kendisi için değil, diğerleri için de cesur olmaya başladı. Ay, her gece ona ışık saçmaya devam etti ve Pıtır, her zaman dostluğun ve cesaretin değerini hatırladı.
Bir gün, Pıtır, Ay’a bakarak şöyle dedi: “Senin dostluğun sayesinde ben oldum. Herkes içindeki ışığı bulmalı.” Ay, gülümseyerek, “Her zaman yanındayım, Pıtır. Unutma, senin içindeki ışık, başkalarına da yol gösterebilir.”
Ve böylece, Pıtır ve Ay, tarlada parlayan bir dostluğun, cesaretin ve umudun hikayesini yazmaya devam ettiler. Her gece, Pıtır, Ay ile konuşur ve yeni maceralara yelken açardı. Tüm tarlada, Pıtır’ın cesareti ve Ay’ın dostluğu herkesin kalbinde yankı buldu. Hayat, cesaretle dolu bir yolculuktu ve Pıtır, bu yolculuğun her anını sevgiyle yaşadı.
Son.