Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarların birinde, huzurlu bir ormanın derinliklerinde sevimli bir ayı yaşarmış. Bu ayının adı Mavi Ayı’ymış. Mavi Ayı, gün boyunca ormanın içinde dolaşır, güzel çiçeklerin kokusunu alır, nehirdeki suyun serinliğinde yüzer ve ağaçların gölgesinde dinlenirmiş. Ama en çok uykuyu severmiş. Her akşam güneş battığında, yıldızlar gökyüzünü süslediğinde, Mavi Ayı bir yere uzanır ve derin bir uykuya dalarmış.
Bir gece, Mavi Ayı gökyüzündeki yıldızların ışığı altında, yumuşak ve sıcak bir battaniyeye sarılmış. O battaniye, ormanın en güzel yıldızlarından dokunmuştu. Yıldızlı Battaniye, ona huzur ve mutluluk veriyormuş. Mavi Ayı, bu battaniye sayesinde tüm rüyalarının en güzelini görürmüş. Rüyasında uçan kuşlar, dans eden tavşanlar ve gülümseyen çiçekler olurmuş.
Bir gün, Mavi Ayı derin bir uykuya daldığında, rüyasında bir şeyler değişmeye başlamış. Yıldızlı Battaniye, onu farklı bir dünyaya götürmüş. Bu dünya, rengarenk çiçeklerle dolu, uçsuz bucaksız bir gökyüzüne sahipmiş. Mavi Ayı, bu yeni dünyayı çok sevmiş ve orada daha fazla zaman geçirmek istemiş.
O sırada, Mavi Ayı’nın yanına bir tavşan gelmiş. Tavşan, Mavi Ayı’na şöyle demiş: “Merhaba, ben Mavi Tavşan! Burada ne yapıyorsun?” Mavi Ayı, tavşana gülümseyerek, “Ben Yıldızlı Battaniye’nin beni getirdiği bu harika dünyayı keşfediyorum!” demiş. Mavi Tavşan, Mavi Ayı’nın heyecanını görünce, “Gel, birlikte oynayalım!” demiş.
İkisi birlikte oynamaya başlamışlar. Koşmuşlar, zıplamışlar ve gülmüşler. Güneş batarken, tavşan Mavi Ayı’na şöyle demiş: “Biliyor musun, bu dünya ne kadar güzel olsa da, senin ormanda da çok güzel şeyler var!” Mavi Ayı, “Evet, orada da çok sevdiğim şeyler var. Ama burası farklı, burası büyülü!” demiş.
O gece, Mavi Ayı yıldızlı gökyüzüne bakarken, Mavi Tavşan ona bir sır vermiş: “Biliyor musun, Yıldızlı Battaniye, senin hayallerini gerçekleştirmek için buradadır. Ama seni ormana geri götürmek de onun görevi!” Mavi Ayı, bu sözleri duyunca biraz üzülmüş, ama aynı zamanda ormandaki dostlarını ve evini özlemeye başlamış.
Mavi Tavşan, Mavi Ayı’nın gözlerindeki duyguları fark etmiş ve ona şöyle demiş: “Hayallerin peşinden koşmak önemlidir, ama evini ve sevdiklerini unutmamalısın!” O an Mavi Ayı, Yıldızlı Battaniye’nin ona sadece hayallerini göstermekle kalmadığını, aynı zamanda evinin değerini de hatırlattığını anlamış.
Sonunda Mavi Ayı, Yıldızlı Battaniye’ye teşekkür etmiş ve ormandaki dostlarına geri dönmek istemiş. Yıldızlı Battaniye, ona gülümsedi ve Mavi Ayı’yı yavaşça ormanın derinliklerine geri götürmüş. Mavi Ayı, gözlerini açtığında, ormanda sevdiklerinin etrafında olduğunu görmüş. Kalbi mutlulukla dolmuş.
Mavi Ayı, o günden sonra Yıldızlı Battaniye’yi her gece yanına alırmış. Her rüyasında yeni dünyalara gitse de, ormandaki dostlarının ve evinin değerini asla unutmamış. Uykucu Ayı, yıldızlı gökyüzüne bakarak, hayallerinin peşinden koşmuş ama her zaman evine dönmeyi de bilmiş.
Ve böylece Mavi Ayı, hem hayal dünyasında hem de gerçek dünyasında mutlu bir yaşam sürmüş. Unutulmaması gereken en önemli şey, hayallerin peşinden koşarken, evin ve sevdiklerin her zaman kalbinde olmalıdır.